Hindinin latince adı Meleagris gallopavo’dur. Meleagris kelimesi Latincede “Afrika
tavuğu” anlamına gelmektedir. Gallopav ise yine Latincede horoz anlamına gelen
“gallus” ve tavus kuşu anlamına gelen “pavo” kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır
(DEFRA 2007).
Hindi daha çok tavukla ilişkilendirilse de sülün ve keklik ile daha yakın
akrabadır (Hall 1996; Anonim 2004)
Hindi, Amerika kıtasına ait bir hayvandır. Diyet
yelpazeleri oldukça geniştir. Her çeşit bitkiler, meyveler, tohumlar, kabuklu yemişler,
çimler, dutsu bitkiler, soğanlı bitkiler, böcekler, salyangozlar ve yılanlar hindilerin
tükettikleri yemlerdir. Üreme davranışları mevsimsellik gösterir. Üreme davranışlarının
oluşması için en az 12 saat gün ışığı gereklidir (NRC 1991; Anonim 2004).
Hindiler günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce evcilleştirilmiş olup Amerikan yerlileri
tarafından MS 1000’li yıllara kadar avcılığı yapılmıştır (Hall 1996; Anonim 2004; Sipahi
2010). İngiltere’de ilk defa hindi yetiştiriciliği 1524’de, Almanya’da 1530’da, Fransa’da
1540 yılında başladığına yönelik bulgular bulunmuştur. Bu bulgular hindinin Yeni Dünya
kâşiflerince Avrupa’ya getirildiği görüşünü kuvvetlendirmektedir. Avrupa’da hindi eti
kısa sürede popüler hale gelmiş olup kraliyet mutfaklarında kendine saygın bir yer
edinmiştir. Fransa Kralı IX. Charles’ın 1570 yılında düğün töreninde Avusturya Prensesi
Elizabeth’e hediyelerinin arasında hindinin de bulunması o dönemde hindi etine verilen
önemi göstermesi bakımından önemlidir. Yine aynı yıllarda hindi, İngiltere’de Noel
menülerinin vazgeçilmez bir parçası olmaya başlamıştır (Raloff 2003; Sipahi 2010)
Artan nüfus ve modern
hayatın getirdiği yeni tüketim alışkanlıkları, tüketicilerin bir takım yeni hayvansal
ürünlere talepte bulunmasına yol açmaktadır. Bu ürünlerden biride hindi eti ve hindi
etinden elde edilen ürünler oluşturmaktadır (Camcı ve Sarıca 1991).
(KAYNAK : BATMAN İLİ EKSTANSİF KOŞULLARINDA YAPILAN HİNDİ YETİŞTİRİCİLİĞİNİN GENEL YAPISI . EKİNCİ Y. 2015 . BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ)